Uygulamalarımız

Hastanemizde yaptırabileceğiniz uygulamalarımız aşağıda listelenmiştir

Bilgisayarlı Tomografi (BT)

Organların, yumuşak doku ve kemiklerin şekil ve yerleşimini oldukça net gösteren ve diğer x-ışın incelemelerine göre birçok avantajı olan bilgisayarlı tomografi; incelenen vücut bölgesinin kesitsel görüntüsünü oluşturmaya yarayan radyolojik tanı yöntemidir.

En Sık Kullanıldığı Durumlar:

  • Sinüs ve Burun İçi Hastalıkları (Kronik sinüzit, Burun içindeki et büyümesi, Tümör v.s)
  • Orta ve İç Kulak Hastalıkları (Kronik iltihaplar v.s)
  • Boyundaki Kitleler
  • Geniz, Yutak ve Gırtlak Hastalıkları

Hastanemizde bulunan son teknolojik cihazlarda bilgisayarlı  tomografi çekimi için hastaların randevu almaları gerekmektedir.

C-Kollu ve Direkt Röntgen

Hastanemizin röntgen birimi, çağdaş ve modern cihazlarla donatılmış olup tüm normal vücut organlarının (mide, böbrek, akciğer, kemik vb.) direkt grafilerinin yanı sıra çift kontraslı tetkikler yapılabilmektedir. Röntgen ünitemizde direkt grafilerin çekildiği, anjiyografinin yapılabildiği röntgen cihazı ile ameliyathanelerimizde, ameliyat esnasında ve hasta yatak başında film çeken ‘seyyar röntgen’ ve ‘C kollu röntgen’ cihazlarımız da mevcuttur. Otomatik banyo cihazı sayesinde çekilen filmler 3-5 dakikada hastalarımıza verilebilmektedir.

Dijital Floroskopi

Dijital Floroskopi; sindirim sistemi, idrar yolları, kadın üreme organları ve vücudun daha birçok bölümünün incelenmesinde kullanılmaktadır.

Değişik yollarla (oral, intrakaviter veya intravenöz) kontrast madde tatbiki ile yapılan özel organ incelemeleridir. Bu grup altında, üriner sistem tetkikleri, gastrointestinal sistem tetkikleri, gözyaşı ve tükürük bezi kanalları, üreme organları ve bazı solunum-dolaşım sistemi organlarının incelemeleri yer almaktadır.

Bu grup incelemeler, çoğunlukla floroskopik gözlem altında, X-ışını kullanılarak ve bizzat Radyoloji uzmanı tarafından yapılan tetkiklerdir.

Floroskopi ile en sık incelenen organlar

  • Kalın barsak (Kolon (kalın barsak) Filmi-Standart Baryumlu Kolon Grafileri)
  • Üst sindirim sistemi (yemek borusu – mide - on iki parmak bağırsağı)
  • İnce bağırsaklar (İnce Bağırsak Filmi)
  • İdrar yolları (Mesane ve İdrar Yolları İncelemesi)
  • Kadın üreme organları (Kadın Üreme Organlarının İncelenmesi)
EEG - EMG

EEG, beyindeki sinir hücreleri tarafından üretilen elektriksel faaliyetin kâğıt üzerine beyin dalgaları halinde yazdırılmasıdır. Epilepsi dışında birçok sinir hastalıklarında, baş ağrılarının nedenlerinin araştırılmasında, beyin fonksiyonlarının değerlendirilmesinde EEG tetkikine başvurulur. Özellikle bayılma vakalarının nedenlerinin araştırılmasında, epilepsi hastalığının teşhisinde ve tiplerinin belirlenmesinde tedaviye karar verdirecek olan inceleme yöntemi EEG’dir.

EMG, vücudumuzdaki sinir ve kasların elektriksel yöntemle izlenmesidir. Hastayı fazla rahatsız etmeyecek şiddette doğrusal elektrik akımı kullanılarak, sinirlerin elektrik iletme fonksiyonları ve kasların da bu elektriği deşarjla ortaya çıkardıkları potansiyeller ölçülür. Sinir yaralanmaları, sinir sıkışmaları, bel ve boyun fıtıkları, kol ve bacaklarda uyuşma ve yanma tarzında ki tablolar, yüz felçleri, sinirlerin fonksiyonlarını bozan hastalıkların teşhisi (Metabolik hastalıklar; Şeker hastalığı, böbrek hastalığı gibi), kas hastalıklarının teşhisi, kas erimeleriyle giden omurilik hastalıklarının teşhisi için yapılır.

EFOR - EKG - EKO - HOLTER TESTİ

Kardiyoloji bölümümüzde, kalp hastalıklarının teşhisinde kullanılan başta EKG olmak üzere EKO, Efor testi ve Holter testi yapılmaktadır.

EFOR Testi

Efor (Treadmill) testi, kalp-damar hastalıklarının tanı ve takibinde yaygın olarak kullanılan bir testtir. Efor Testi, kişiye belli kriterlere uygun şekilde egzersiz yaptırılarak kalp iş yükünün arttırılması ve bu yüklenme esnasında kalp kasının beslenmesinde yetersizliğe yol açabilecek bir kalp damar hastalığının olup olmadığının araştırılmasıdır.

EKG Testi

EKG genellikle, göğüs ağrısı ile başvuran hastalarda kalp krizi tanısını koyabilmek, düzenli veya düzensiz kalp ritim bozukluklarını (aritmiler) ortaya çıkarmak, efor testi sırasında kalbin elektriksel aktivitesini kaydetmek, kalbi etkileyebilecek değişik ilaçların etkinliklerini veya yan etkilerini ve mekanik aletlerin (kalıcı kalp pili vb.) fonksiyonlarını değerlendirmek amacıyla yapılmaktadır.

EKO Testi

Özellikle kalbin kapak ve duvar hareketleri hakkında önemli bilgiler verir. Boya, radyoaktif madde ve iğne kullanılmaz. Ağrısızdır ve hasta için zararlı değildir. Bazı kişilerde kişinin yapısından dolayı yeterli görüntüler elde edilemeyebilir. EKO testinden aşağıdaki konularda faydalıdır.

  • Kalp kapak hastalıkları
  • Kalp boşluklarının çapları, büyük olup olmadığı
  • Kalp duvarlarının hareketleri, hareket bozukluğu olup olmadığı
  • Kalp içi basınçlar, kalp büyümesi, kalp yetersizliği ve kalp kapağı ameliyatı olmuş hastalarda protez kapak fonksiyonlarının ölçülmesi
  • Felç geçirenlerde kalp kökenli pıhtı araştırması
  • Romatizmal kapak hastalığına bağlı olan kalp kapak problemleri
  • Kalp kapaklarının romatizmal dışı hastalıkları (kalınlaşma, daralma, yetersizlik, kan sızdırması)
  • Kalp kasında kalınlaşmanın araştırılması (tansiyona bağlı veya doğuştan)
  • Akciğere giden damardaki basıncın ölçümü (pulmoner hipertansiyon tespiti)
  • Kalp deliklerinin tespiti
  • Kalp tümörlerinin tespiti
  • Kalp içi boşluklarda pıhtı (trombüs) araştırması
  • Aort damarlarındaki patolojik değişimler ( anevrizma-balonlaşma ve yırtılma )
  • Kalp romatizması
  • Kalp yetersizliği
  • Kalp krizi
  • Doğumsal kalp hastalıkları

Holter Testi

Kalp ritminin uzun süre ile izlenmesini gerektiren durumlarında kullanılır. Elektrotlar, kablolar ve kayıt cihazı hastaya bağlanır. Kişi günlük normal yaşamını sürdürürken cihaz yaklaşık 24 saat süre ile kalp ritmini kaydeder. Süre sonunda cihaz çıkarılarak alınan kayıtlar bilgisayarda analiz edilir. Bu alet sayesinde muayene sırasında görülmeyen fakat gün içerisinde kısa süreli olup geçen çarpıntılar ve hissedilmeyen tüm ritim bozuklukları tespit edilebilir.

Tansiyon Holter ise hastaların gün içindeki aktiviteleri sırasında, dinlenmede ve uyku esnasında tansiyon ve nabız değerlerinin kaydedilmesi sağlanır. Böylelikle uzun süreli hipertansiyonu olan hastaların, günün hangi saatlerinde tansiyon değerlerinin yüksek olduğu saptanır. Ayrıca hipertansiyondan şüphelenilen hastalarda tanıya yardımcı olmak amacı ile de kullanılır.

Girişimsel Radyoloji

Girişimsel Radyoloji kavramı, radyolojik cihazlar ile kesin tanısı konulan hastalarda, yine bu cihazlar eşliğinde yapılabilen bir dizi tedavi edici işlemi içermektedir. Cerrahinin uygulanamadığı durumlarda yapılabiliyor olması, genel anestezi gerektirmemesi, komplikasyon oranının düşük olması, bakım kolaylığı, ve daha düşük maliyetli olması nedeniyle tercih edilmektedir.

Hastanemizde gerçekleştirilen Girişimsel Radyolojik işlemler;

  • Karında biriken sıvıların boşaltılması ve katater takılması
  • Akciğerde biriken sıvıların boşaltılması ve katater takılması
  • Her türlü biyopsi işlemleri (Tiroid biyopsi, meme lezyon işaretleme, meme biyopsi, toraks biyopsi, diğer iğne biyopsileri)
  • Böbrek kanallarına katater takılması
  • Safra yolu tümörlerinde biliyer drenaj ve stent işlemleri
  • Her türlü kist tedavisi, karaciğer ve diğer organlardan kist boşaltımı ve ablasyon tedavisi
Histeroskopi (HSG)

Histeroskopi, ışıklı bir kamera sistemi ile vajinal yoldan rahim içerisine girilerek rahim boşluğunun değerlendirilerek tanı ve tedavisinin gerçekleştirilmesinde uygulanılan bir prosedürdür.

Görüntüler bir monitörde izlenir. Rahim içerisine sokulan kamera veya mercek sisteminden oluşan boru şeklindeki alete histeroskop denir

Histeroskopi muayene ortamında lokal anestezi ile veya ameliyathane ortamında genel anestezi veya spinal anestezi ile uygulanabilir. Genellikle adet bitiminden sonraki 1 hafta içerisinde yapılır, bu dönemde rahim içerisinin görüntüsü histeroskopi için en uygun haldedir.

Kemik Dansitometrisi

Kemiklerin yapısında yer alan maddelerin yoğunluğunu ölçen bir yöntemdir. Bu yöntemle kemik erimesi (kemik madde kaybı) yani osteoporoz saptanır.

Kimlere yapılır?

  • Kemik kaybı riskinin yüksek olduğu tüm insanlarda.
  • Doğal yoldan veya cerrahi sonrası menopoza girmiş tüm kadınlarda.
  • 70 yaş üstü erkeklerde.
  • Geçmişte kırık geçirmiş insanlarda.
  • Kemik kaybına neden olan hastalıklarda.
  • Uzun süre hareketsiz kalmış hastalarda.
  • Çekilen röntgen filminde kemik yoğunluğunda azalma görülen hastalarda.
  • Kortizon, tiroid hormonu içeren ilaçları ve sara ilaçları kullanan insanlarda.

kemik ölçümü yapılması gereklidir.

Laparoskopik Cerrahi

Laparoskopik cerrahi vücutta alışılagelmiş geniş kesiler yapmadan, birkaç ayrı noktadan vücuda yerleştirilen kalem inceliğinde metal borular (trokar) ve bir kamera yardımı ile gerçekleştirilen ameliyatlardır.

Uterusun (Rahim) alınması (histerektomi), uterus myomlarının çıkartılması (myomektomi) , dış gebelik operasyonları, over (yumurtalık) kistleri operasyonları, endometriozis olgularının tanı ve tedavisi, rahim sarkıklığına yönelik asma operasyonları (sakrokolpopeksi, histerosakropeksi) , idrar torbası sarkmasına yönelik onarımlar (paravaginal defekt tamiri), erken evre rahim, yumurtalık ve rahimağzı kanser ameliyatlarıaçık ameliyatın risk ve komplikasyonlarına maruz kalmadan laparoskopi ile yapılabilir.

Özellikle kadın üreme sistemi kanserlerinde laparoskopik cerrahi ancak seçkin merkezlerde ve bu konuda deneyim ve ekipmana sahip jinekolog onkologlarca yapılmaktadır. Normalde karın ön duvarının idrar torbası seviyesinden göğüs kafesinin ön kısmına kadar kesilerek yapılan kadın kanserleri açık ameliyatları işlemin zorluğu kadar iyileşme süresinin uzunluğu, komplikasyon oranının yüksek olması ve ek kanser tedavilerine geçileceğinde meydana gelen gecikmeyle bilinir. Oysa aynı kanser ameliyatlarının laparoskopiyle yapılması bütün bu sorunları anlamlı şekilde azaltmaktadır

Günümüzde dünyanın seçkin kanser merkezlerinde olduğu gibi hastanemizde de kadın üreme sistemi kanserlerinin cerrahileri laparoskopi ile yapılmakta ve hatta mümkün olan bütün ameliyatlar laparoskopik ya da robotik cerrahi şeklinde gerçekleştirilmektedir.

Manyetik Rezonans (MR)

Radyasyon içermeyen bir teknik olan MR’la özellikle yumuşak dokuların görüntülemesinde çok başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Diğer tanı yöntemleri ile saptanamayan pek çok kanser odağı tespit edilebilmektedir. Zararlı Röntgen ışınları içermeyen, çok güçlü bir mıknatıs alanı içinde radyo dalgaları ile vücuttaki Hidrojen atomunun titreşimini sağlayarak vücut kesimlerinin incelenmesini sağlayan ağrısız ve alerjiye yol açacak ilaç verilme zorunluluğu olmayan bir tekniktir.

MR cihazının karışık çalışma prensibinden dolayı kalp pili taşıyan hastalar, kulak implantı kullanan hastalar, beyin ameliyatı ile beyin damarlarına klips takılmış hastalar, hamileliğin ilk üç ayını kapsayan dönemdeki anne adayları MR tetkikine alınmaz.

MR Hangi Tanılarda Kullanılır?

  • Omurga, omurilik, beyin, baş, boyun, nöroradyoloji, servikal (Boyun), lomber(bel), bel fıtığı gibi sinir sistemi görüntülemeleri.
  • Kas-iskelet sistemi denilen yumuşak dokular ve kemik incelemeleri.
  • Karın, batın, meme, yumuşak doku lezyonları görüntülemesi.
Renkli Doppler USG

Halk arasında renkli ultrason olarak bilinen teknik, sadece gebelik takibinde kullanılan bir yöntem değildir. Hamilelik dışında da kadında ve erkekte çeşitli hastalıklarının takibinde kullanılan bir yöntemdir. Renkli doppler incelemesi ekrana damarlardaki kanın akış yönünü ve hızını kırmızı-mavi renklerle çizer.

Renklli doppler ultrason ile en çok incelenen damar bebeğin göbek kordonundaki damarlardır (umblikal damarlar). Bunun dışında rahim damarları, beyin damarları, kalp damarları gibi çeşitli damarlar incelenebilir. Özellikle rahim içerisinde gelişme geriliği şüphesi olan bebeklerde, anomali varlığında, kalp ritm bozukluğu veya kardiyak anomali varlığında, yüksek tansiyon hastalarında yapılır. Her gebelikte rutin olarak yapılan bir inceleme değildir.

Solunum Fonksiyon Testi

Solunum fonksiyon testleri ‘Spirometre’ adı verilen cihazlarla yapılan, akciğerlerin kapasitesini ve fonksiyonel durumunu objektif olarak ölçmeye yarayan bir tanı yöntemidir. Bu test ile akciğerlerin alabildiği hava hacmi ve bu havanın akciğere alınması ve verilmesi esnasında yapılan güçlü solunum faaliyeti ile oluşturulan hava akım hızı ölçülebilir. Bu iki parametre birçok hastalığın tanısında son derece önemli ipuçları vermektedir.

Solunum Fonksiyon Testleri Hangi Durumlarda Gereklidir?

  • Nefes darlığı, hırıltı veya uzun süren öksürük şikâyetlerinde.
  • Astım veya KOAH (Kronik Bronşit, Amfizem) tanısı konulması ve bu hastalıkların birbirinden ayırımında.
  • Tanısı konmuş KOAH, astım, kalp yetersizliği ve solunum kaslarını tutan hastalıkların seyrinin ve tedavinin etkinliğinin izlenmesinde.
  • Solunumsal hastalığı nedeniyle maluliyet değerlendirmesinde.
  • Akciğer hastalığı gelişme riski olan kişi ya da grupların taranmasında (Örneğin sigara içenler, maden ocaklarında çalışanlar, çalıştığı ortamda zararlı gaz soluyan işçiler).
  • Genel anestezi alacak ve ameliyata bağlı solunumsal komplikasyon risklerinin önceden belirlenmesi ve riskli hastalarda ameliyat öncesi dönemde gerekli olan tedbirleri almak için.
  • Doğumsal ya da sonradan oluşmuş göğüs deformitelerinin (şekil bozukluklarının) solunuma etkisini araştırmak amacıyla.
Varis Tedavisi

Çoğunlukla bacaklarda görülen bir damar hastalığı olan varisler, 20 yaş ve üstü her 100 kadından 60`ında görülüyor. Genetik faktörler göz önünde bulundurulduğunda görülme oranı artan bu hastalık kadınların yanı sıra erkeleri de tehdit ediyor. Zamanla şiddetli ağrılara neden olan varisler estetik açıdan da istenmeyen görüntüler oluşturuyor.

Varis Hastalıklarında Güncel Tedavi Seçenekleri

Hastalığın hangi damarlarda görüldüğüne (yüzeyel/derin/kılcal), hangi derecede (reflü/kaçak miktarına) bulunduğuna ve hastanın ön plandaki şikâyetlerine (ağrı, şişme, görünüm) göre tedavi planı belirlenir. Variste tedavi seçenekleri şunlardır:

İlaç tedavisi: Özellikle derin venöz yetmezlikte tedavinin temeli ilaç tedavisi ve varis çorabının düzenli kullanımıdır. Düşük dereceli yüzeyel varislerde de başlangıçta ilaç tedavisi uygulanabilir.

Cerrahi tedavi: Yüzeyel venöz yetmezlikli olgularda, yüksek dereceli kaçak ve venöz damarlarda ileri düzeyde genişleme mevcutsa cerrahi tedavi gerekebilir. Genel veya spinal/epidural anestezi gerektirir.

Lazer veya Radyofrekans: İleri dereceli yüzeyel varislerde damar içine ultrason eşliğinde girilen bir kateter ile lazer veya radyo frekans enerjisi uygulanarak damarın içerden yakılması işlemidir. Bu şekilde damar büzüşür ve tamamen kapanır. Lazer veya radyo frekans enerjisi yüzeyel kılcal varisler için de kullanılabilir. 1 mm`den küçük çaptaki yüzeyel, kılcal damarlar için ideal tedavi yöntemidir. Kılcal varisler üzerine uygulama sonrası kılcal damarlar tamamen silinirler. Beraberinde veya öncesinde skleroterapi işlemi gerekebilir.

Skleroterapi: İlaç veya köpük tedavisi olarak da bilinir. Çapı 1-4 mm arası olan yüzeyel damarlar için en uygun tedavi yöntemidir. Bu büyüklükteki damarların içine ilaç veya köpük verilerek o damar iç duvar yapısı bozulur ve damarın büzüşerek kapanması sağlanır.

Yeni Doğan İşitme Testi

Yeni doğan bebeklerde işitmenin belirlenmesi için tarama testi olarak kullanıldığı gibi, iç kulaktan kaynaklanan bir işitme azlığı olup olmadığını gösteren objektif bir testtir.

Hastanelerimizde yenidoğan işitme testleri:

  • Otoakustik emisyon (T-OAE)
  • İşitsel beyinsapı davranım odyometrisi (AABR)

olmak üzere iki aşamalı olarak uygulanır. T-OAE’den geçemeyen bebeklere AABR ve yüksek frekans prob ton içeren akustik immitansmetrik inceleme yapılır.

Mamografi

Mamografi, memenin görüntülemesi için kullanılan en temel yöntemdir. Tüm görüntüleme ve tanı yöntemleri içinde meme kanserini en erken saptayabilen yöntem mamografidir. Bir nevi memenin görüntüsünü alabilen röntgen cihazı olarak açıklanabilir.

Mamografi tetkikinde amaç, meme kanserinin erken evrede saptanabilmesidir. Çünkü meme kanseri ne kadar erken saptanırsa tedavisi de o kadar başarılı yürütülebilmektedir. Hastanemizde, dijital mamografi kullanılmaktadır.

Dijital Mamografinin Üstünlükleri

  • Radyasyon oranı düşüktür.
  • Meme kanserinin henüz başlangıç aşamasına ait bulgusu olan mikrokalsifikasyonların saptanmasında tartışılmaz bir üstünlük sağlar.
  • Görüntülerin ekran üzerinde işlenmesi nedeniyle hastadan ek çekimler istenmez
  • Klasik mamografilere kıyasla memeyi daha az sıkıştırarak kaliteli görüntü elde eder.
  • Çekimlerde her zaman aynı kalitede standart görüntüler elde edilebilir.

Hastanemiz, başta SGK olmak üzere çok sayıda ulusal ve uluslararası kurum, kuruluş, vakıf, banka, şirket ve odayla anlaşmalıdır. Ayrıntılı liste.

Web sitemizi ziyaret ettiğinizde sitemizde yer alan kullanım koşullarını incelemelisiniz.

@2023 Tüm hakları saklıdır.
Medline Adana Hastanesi

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.